21 Eylül 2008 Pazar

Bir Babanın Dilinden "çArşı"



Hey gidi istanbul, İlk zamanlar neden doğdum gibi saçma sorular takıldı aklıma.. Yıllar geçince anladım neden doğdugumu.. Hele hele babamın bana ögrettigi yerler muhteşemdi.. Oğlum burası Fındıklı.. Oğlum burası Kabataş.. Oğlum burası Dolmabahçe sarayı.. "Ya baba bu kocaman duran yer neresi" Oğlum orası bizim evimiz.. Yuvamız.. Herşeyimiz.. İstanbul Beşiktaş inönü stadyumu oğlum orası.. Bir anda titremeye başlamıştım.. Heyecanlandım.. İlk defa inönü stadyumunun önündeydim.. Ne yapacaktım aklım karıştı Duraksadım.. Babacım buranın içini nasıl görebiliriz gibi bir soru sordum.. Yavaş Yavaş yukarı doğru çıkmaya başladık.. Oğlum bak buraya beleştepe derler.. Parası olmayan insanlar gelip buradan izlerler maçı.. Bir Bakış attım stadyum'a ilk görüş olarak karşı tarafı gördüm.. Ve babama sordum babacım burası ney? Babam yanıtladı.. Orası Kapalı tribünü.. Ordaki taraftar hiç oturmaz.. Hep bağırır.. Sesleri hep Yüksek çıkar.. Hiç bir zaman sesinin çıkmadığı görülmemiştir oğlum.. Kapalı tribününe girmek için can atıyordum.. Ama o günü maç yoktu.. üzülmüştüm.. ileriden zamanlar geçti aylar yıllar geçti.. Ve yaşım ilerledi.. 18 Yaşına geldi ve kapalıyla Tanıştım.. Beşiktaş demek Kapalı demekti.. Hele orda oturmamak ölümüne bağırmak.. ölümüne SİYAHIN ZİNDAN OLSUN BEYAZ AYDINLIK demek muhteşemdi..

Hiç yorum yok: