21 Eylül 2008 Pazar

Kelimler Yetmez



Çarşı Kapalının Ortasında Sıralanan Bir Grup Değildir.!
Çarşı kapalının ortasında sıralanan bir grup değildir. Çarşı bir ruhtur.Çarşı, New York 'da yeraltı trenine yazılmış siyah beyaz bir grafitidir, Prag'da duvara yazılmış bir yazıdır, Erzincan'da bir dağın yamacına yazılmış sevgidir, Adana'da bir rengi bozuk derneğin duvarlarına boyanmış siyah ile beyazdır, Galatasaray lisesi duvarına yazılmış "Çarşı Ulan" işaretidir. Bir tiyatro sahnesinde hiç bir dekora uymadan sırtında taşınan kutsal Beşiktaş formasındadır Çarşı. Zonguldak'ta maden göçüğünden çıkarıldığında ilk nefesle sorulan "maç kaç kaç ?" sorusundadır Çarşı.
Hakeme kızdığında "satanist hakem" diye bağırıp gündemi takip edenlerdir. Atatürk'e dil uzatan dönemin milletvekili hasan Mezarcı' ya "hasan Mezarcı' ya kafam girsin" diyen tezahüratıyla cumhuriyet'in Kemalist çizgisindeki duruşunun ödünsüz sesidir. Ezik civcivler' in yalakalıklarına "tek adam, atam" ya da "bir pankartta

Verhaugen 'e aç Avrupa şampiyonu ol fener" diyen zekâdır. Beşiktaş aşkını

Pankartlarda "başka boyutların tanrısı" diye ifade eden kalptir.

Cezası gereği boş kalmış tribünlere "Ruhumuz Yeter" yazan yüreklerdir. Kaşınanı tesislerinde ziyaret eden ya da ellerine verdikleri "Cobarde Gallina Ortega (korkak tavuk Ortega)" pankartıyla maymun edenlerdir. "erkek adam renkli takım tutmaz" deyip âlemi dut yemiş bülbüle çevirenlerdir. "Işıklar söndüğü zaman tüm fenerliler güzeldir" pankartıyla herkesi güldürenlerdir. "bizim taraftarımız daha fazla" diye böbürlenenlere "en fazla sinek de bokun üzerinde olur" cevabını yapıştıranlardır.

Futbolcusuna kızdığında "aşkımız renklere, sizlere değil" diyen renk aşkıdır. 2 km bayrak yapıp dünya rekoru kıran sevgidir, o bayrağın en arkasında hiç bırakmadan duran 72 yaşındaki teyzedir. Bükreş maçında televizyonların gösterdiği, o soğukta, ayakta boynunda siyah beyaz kaşkoluyla titreyerek Kara Kartallarını seyreden nine'dir.

Tribünde bir doktordur, işçidir, iş adamıdır, okuma yazma bilmeyen bir sokak çocuğudur, profesördür. Omuz omuza zıplayıp "Beşiktaş’ım benim

Biricik sevgilim" diye gözünde yaş ile beraber gırtlağını yırtan solcusudur, sağcısıdır,

Ateistidir, Hacısıdır, Müslüman’ıdır, Ermenisidir, Yahudisidir, Hristiyanıdır. Irak işgalinden önce savaşa karşı duran yurtseverlerin yanındaki ruhtur. Mitinglerde "Beşiktaşlıyız, savaşa karşıyız" tezahüratlarında, tribün’de "savaşa hayır",

"Amerikan şahinlerine karşı Kara Kartallar" pankartlarıyla tepkisini koyandır. Bir F16 burnuna yapılmış Kartal'dır.

Çarşı'nın "A" sını

Anarşinin "A" sığla yazan güce tapmayan isyankârlıktır. "Siyah Beyaz Ölüm Yaşam" diyen felsefedir. Holiganlığı kahpelik, delikanlılığı da hayat felsefesi olarak benimseyenlerdir. Sevinmek için sevmeyendir, inadına inançla bağlı olandır. Nazım Hikmet'in "Aslolan hayattır" ıra tribünlerin hacı babasıyla "Hayatta Beşiktaş" diye ölümsüzleştirenlerdir. "Çarşı,

Kendine de karşı" diyen aykırılıktır.

Tribüne boydan boya "ölüm ne zaman ve nereden gelirse gelsin; mezarıma siyah beyaz güller atılacaksa, mezar taşıma Beşiktaş yazılacaksa, böyle ölüm hoş gelsin sefa gelsin..." yazan ölümsüz sevgidir. Çarşı ruhu Beşiktaş’ının uslanmaz asi ruhudur,

Beşiktaş’ını taparcasına seven çılgın aşığıdır."

Hiç yorum yok: